9 Ekim 2007 Salı
Levi's Enginereed
Kod jeans tarihinde yeni bir sayfa olan Levi's Engineered Jeans, bu sezon da formun ve işlevselliğin birleşmesinden doğan "harekete özgürlük" kavramını yansıtmaya devam ediyor.Dizaynır Rikke Korff tarafından yaratılan Levi's Engineered Jeans, her geçen sezon daha da geniş bir ürün gamı sunuyor. Levi’s Engineered Jeans’in Sonbahar/Kış koleksiyonunda slim silüetlerden, standard kesime kadar farklı jean alternatifleri yer alıyorKoleksiyonda Yenilik.Yeniden tanımlanan spor giyimin, sokak modasını tanımlayan en gözde unsurlardan biri olması ve hem kız hem de erkekler için koleksiyonun önemli bir parçasını oluşturması. Levi’s Engineered Jeans’e özel eğimli gelen dikişlerini koruyan ve spor hayatından esinlenerek tasarlanmış bu pantalonlar, elastik bel ve bilekteki manşetleriyle rahatlığın simgesi olmuş durumda.Bu sezon, üstlerde dar ve sıkı silüetler dahi yanlardaki küçük parçalar sayesinde hareket özgürlüğü sağlıyor. Üst üste giyim bu sezonun da önde gelen trendleri arasında. Doğal renkler parlak renklerle birleşiyor ve geleneksel jean renk paletine yeni bir tat getiriyor. Baskılardaki semboller ve harfler ilginç şekillerde diziliyor ve beklenmedik kolajlar oluşturuyor.
ipod
İSTANBUL - Sadece bir kaç yıl içinde 21’inci yüzyılın en çok kullanılan mp3 çaları haline gelen, ‘Apple iPod’ yakında tarih olacak. Apple CEO’su Steve Jobs, yeni nesil iPod, ‘iPod Touch’ı tanıttı. Yeni geniş ekranlı iPod touch’ın satış fiyatı 299 dolardan başlayacak. 8 ve 16 gb’lık 2 farklı kapasitede piyasaya sürülecek olan ürün, Apple’ın cep telefonu iPhone’un özelliklerini de taşıyor. Dokunmatik ekrana sahip olan iPod touch, internete bağlanıyor ve kullanıcılar iTunes’dan şarkı satın alabiliyorlar. Apple, yeni nesil iPod modelinin ağ bağlantısı avantajını kullanarak, ünlü kahve zinciri Starbucks’la da bir anlaşma gerçekleştirdi. iPod touch’la, müşteriler Starbucks’ta dinledikleri şarkıları seçeneklerine göre bir tuşla indirebilecekler. Yeni iPod modeli gelecek ay İngiltere’de piyasaya giriyor.
Kontroller
iPod shuffle, işinizi kolaylaştıran yuvarlak kontrol padiyle, önceki versiyonuna saygı gösteriyor. Çalmak ya da durdurmak için orta tuşa basın. Geri dönmek, ileri gitmek ya da sesi ayarlamak için dıştaki tuşlardan birisine basın.
Pil Göstergesi
Yeşil, hazırsın, amber pilin düşük, kırmızı pilin nerdeyse bitti demek. Ama, 12 saate kadar pil ömrü ile, iPod shuffle ile daha önce olduğundan, her zamankinden daha uzun sallamaya devam edebilirsniz.
Tekrar şarj edilebilir piller sınırlı şarj çevrimine sahiptir ve zamanla değiştirilmeleri gerekebilir. Pilin ömrü ve kaç kez şarj edilebileceği ise kullanıma ve ayarlara bağlı olarak değişir. Piller hakkında daha fazla bilgi için www.apple.com.tr/pil adresini ziyaret edebilirsiniz.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Klips
Dahili Klipsi sayesinde, iPod shuffle’ı, istediğiniz herhangi bir yere takın. Kolunuza, yakanıza ya da kemerinize iPod shuffle’ı tutturun. Ne giydiğiniz önemli değil, iPod shuffle, tarzınızı konuşturur.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Karıştır düğmesi
İçinizdeki asiyi kucaklayın. iPod shuffle’daki şarkılarınızı karıştırmak için karıştır düğmesini çevirin. Albümlerinizi ve dikkatle seçtiğiniz listelerinizi, iTunes’tan senkronize ettiğiniz şekilde çaldırmak için tekrar onu döndürün.
Kulaklık Jakı
Kulaklı jakı, yuva adaptörü olarak iki görev görüyor. iPod shuffle’ı ters çevirin ve kutu içinden çıkan dock’a bağlayın. Hızlı senkronize ve şarj için, Mac ya da PC’nize bağlayın. Bilgisayarınız yanınızda değil mi? Opsiyonel Apple USB güç adaptörünü satın alarak, hareket halinde de sarj yapın.
Alışveriş
iPod+iTunes
.Mac
Destek
Quicktime
Mac OS X
Haberler
Mac Alın
Donanım
Yazılım
Made4Mac
Eğitim
Pro
.Mac
Geliştirici
İş Ortakları
Kampanyalar
iPod touch
Genel Bakış
Özellikler
Galeri
iTunes
Teknik Özellikler
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Teknik Özellikler
Boyutlar ve ağırlık
Yükseklik: 110 mm
Genişlik: 61.8 mm
Derinlik: 8 mm
Ağırlık: 120 gram
Kutu içeriği
iPod touch
Kulaklık
USB 2.0 kablosu
Temizleyici bez
Dock adaptörü
Stand
Hızlı Başlangıç kılavuzu
Kapasite
8GB ya da 16GB flash bellek1
128-Kbps AAC ile kodlanmış 1,750’den 3,500’e kadar şarkı kapasitesi2
10,000’den 20.000’e kadar iPod tarafından kullanılabilir fotoğraf kapasitesi3
10 saate (8GB) ya da 20 saate (16GB) kadar video kapasitesi4
Verileri USB flash bellekte depolar
Ekran
Köşeden köşeye 3.5 inçlik dokunmatik geniş ekran
204 PPI’da 320*240 piksel çözünürlük
Ses
Atlamasız çalışma
Frekans tepkisi: 20Hz ile 20.000Hz aralığında
Desteklenen ses kodlamaları: AAC (16 ile 320-Kbps aralığında), Korumalı AAC (iTunes Store), MP3 (16 ile 320-Kbps aralığında), MP3 VBR, Audible (kodlama 2, 3 ve 4), Apple kayıpsız, AIFF ve WAV
Video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
Kablosuz veri5
Wi-Fi (802.11b/g)
Kulaklıklar
Kulaklıklar
Frekans tepkisi: 20Hz ile 20.000Hz aralığında
Özdirenç: 32 ohm
Mac sistem gereksinimleri
USB 2.0 kapısı olan bir Macintosh bilgisayar
Mac OS X sürüm 10.4.8 ya da üzeri
iTunes 7.4 ya da üzeri6
Windows sistem gereksinimleri
USB kapısı olan bir PC
Windows Vista ya da Windows XP Home ya da Professional Service Pack 2 ya da üzeri
iTunes 7.4 ya da üzeri6
Dil desteği
Almanca, Çekçe, Çince (Basitleştirilmiş), Çince (Geleneksel), Danca, Fince, Fransızca, Hollandaca, İngilizce, İspanyolca, İsveççe, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Norveççe, Portekizce, Rusça ve Yunanca
Uluslararası klavye desteği: İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca, Hollandaca, İtalyanca, İspanyolca, Danca, Fince, Norveççe, İsveççe, Lehçe, Portekizce
Sözlük desteği: İngilizce, Fransızca, Almanca
Ortam gereksinimleri
Çalışma sıcaklığı: 0° - 35° C (32° - 95° F)
Saklama sıcaklığı: -20° - 45° C (-4° - 113° F)
Bağıl nem oranı: %5 - %95, yoğunlaşmamış
Maksimum çalışma yüksekliği: 3.000 m (10.000 fut)
Giriş ve çıkışlar
Dock bağlantısı
3,5-mm stereo kulaklık çıkışı
Güç ve pil7
Yerleşik, tekrar şarj edilebilir lityum iyon pil
Müzik dinlerken: Tam şarj olduğunda 22 saate kadar
Video izlerken: Tam şarj olduğunda 5 saate kadar
Bilgisayarınızın USB kapısından ya da ayrıca satılan güç adaptörü ile şarj
Hızlı şarj süresi: yaklaşık 1,5 saat (pil kapasitesinin %80’ine kadar şarj olur)
Tam şarj süresi: yaklaşık 3 saat
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Karşılaştırma Tablosu
iPod shuffle
iPod nano
iPod classic
iPod touch
Sığa/Kapasite
1GB (240 Şarkı)
4GB (1,000 Şarkı)
8GB (2,000 Şarkı)
80GB (20,000 Şarkı)
160GB (40,000 Şarkı)
8GB (1,750 Şarkı)
16GB (3,500 Şarkı)
Renk
Pil Ömrü
12 saate kadar
Müzik dinlerken 24 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Müzik dinlerken 30 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Müzik dinlerken 40 saate kadar; video izlerken 7 saate kadar
Müzik dinlerken 22 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Ekran
Köşeden köşeye 2 inç büyüklüğünde, LED ile arka ışıklandırmalı renkli LCD
Köşeden köşeye 2.5 inç büyüklüğünde, LED ile arka ışıklandırmalı renkli LCD
Köşeden köşeye 3.5 inç büyüklüğünde, geniş ekran dokunmatik görüntü
Kapılar
Stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Bağlantılar
Dock bağlantısı aracılığı ile USB
Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
U Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
Kablosuz Veri
Wi-Fi (802.11b/g)
Şarj süresi
Yaklaşık 4 saat (2-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 3 saat (1.5-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 4 saat (2-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 3 saat (1.5-hsaat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Desteklenen ses kodlamaları
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
Desteklenen fotoğraf biçimleri
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
Desteklenen video kodlamaları
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
Boyutlar
41.2 x 27.3 x 10.5 mm (klips dahil)
69.8 x 52.3 x 6.5 mm
103.5 x 61.8 x 10.5 mm
103.5 x 61.8 x 13.5 mm
110 x 61.8 x 8 mm
Ağırlık
15.6 grams
49.2 gram
140 gram
162 gram
120 gram
Yanında gelen aksesuarlar
Kulaklık, USB dock
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü, temizleme bezi, stand
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Ek Ürün ve Aksesuarlar
Aksesuarlar
iPod Hi-Fi M9867LL/A
iPod Radyo Kumanda MA070G/C
Dock
Apple Kumandalı Universal Dock MB125G/A
iPod Universal Dock Adaptör (3'lü paket) MB127G/A
Kulaklıklar
Kulakiçi kulaklıklar M9394G/A
Kablo ve adaptörler
Apple Component AV Kablosu MB128LL/A
Apple Composite AV Kablosu MB129LL/A
Apple USB Güç Adaptörü MB051LL/A
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
1GB = 1 milyar bayt; formatlanmış gerçek kapasite daha düşüktür.
Şarkı kapasitesi 128-Kbps AAC ile kodlanmış dörder dakikalık şarkılar temel alınarak hesaplanmıştır; gerçek kapasite içeriğe bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Fotoğraf kapasitesi iTunes'tan aktarılan ve iPod tarafından kullanılabilir fotoğraflar temel alınarak hesaplanmıştır;
Video kapasitesi, 640*480 çözünürlükte H.264 1.5-Mbps ile kodlanmış video, 128-Kbps ses ile birleştirilerek hesaplanmıştır. Gerçek kapasite içeriğe bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Keynote'u izleyin
Hangi iPod senin?
iTunes 7
iTunes herzaman açık olan bir eğlence mağazasıdır. Tüm dijital medyalarınızı düzenlemenize yarayan bir müzik kutusu.
Apple Online Store
0216 454 01 01
Apple İş Ortakları
Apple Premium Reseller
Ana Sayfa > Donanım > iPod touch Apple IMC Türkiye
Apple Destek
Powered by Mac OS X Server
Kontroller
iPod shuffle, işinizi kolaylaştıran yuvarlak kontrol padiyle, önceki versiyonuna saygı gösteriyor. Çalmak ya da durdurmak için orta tuşa basın. Geri dönmek, ileri gitmek ya da sesi ayarlamak için dıştaki tuşlardan birisine basın.
Pil Göstergesi
Yeşil, hazırsın, amber pilin düşük, kırmızı pilin nerdeyse bitti demek. Ama, 12 saate kadar pil ömrü ile, iPod shuffle ile daha önce olduğundan, her zamankinden daha uzun sallamaya devam edebilirsniz.
Tekrar şarj edilebilir piller sınırlı şarj çevrimine sahiptir ve zamanla değiştirilmeleri gerekebilir. Pilin ömrü ve kaç kez şarj edilebileceği ise kullanıma ve ayarlara bağlı olarak değişir. Piller hakkında daha fazla bilgi için www.apple.com.tr/pil adresini ziyaret edebilirsiniz.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Klips
Dahili Klipsi sayesinde, iPod shuffle’ı, istediğiniz herhangi bir yere takın. Kolunuza, yakanıza ya da kemerinize iPod shuffle’ı tutturun. Ne giydiğiniz önemli değil, iPod shuffle, tarzınızı konuşturur.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Karıştır düğmesi
İçinizdeki asiyi kucaklayın. iPod shuffle’daki şarkılarınızı karıştırmak için karıştır düğmesini çevirin. Albümlerinizi ve dikkatle seçtiğiniz listelerinizi, iTunes’tan senkronize ettiğiniz şekilde çaldırmak için tekrar onu döndürün.
Kulaklık Jakı
Kulaklı jakı, yuva adaptörü olarak iki görev görüyor. iPod shuffle’ı ters çevirin ve kutu içinden çıkan dock’a bağlayın. Hızlı senkronize ve şarj için, Mac ya da PC’nize bağlayın. Bilgisayarınız yanınızda değil mi? Opsiyonel Apple USB güç adaptörünü satın alarak, hareket halinde de sarj yapın.
Alışveriş
iPod+iTunes
.Mac
Destek
Quicktime
Mac OS X
Haberler
Mac Alın
Donanım
Yazılım
Made4Mac
Eğitim
Pro
.Mac
Geliştirici
İş Ortakları
Kampanyalar
iPod touch
Genel Bakış
Özellikler
Galeri
iTunes
Teknik Özellikler
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Teknik Özellikler
Boyutlar ve ağırlık
Yükseklik: 110 mm
Genişlik: 61.8 mm
Derinlik: 8 mm
Ağırlık: 120 gram
Kutu içeriği
iPod touch
Kulaklık
USB 2.0 kablosu
Temizleyici bez
Dock adaptörü
Stand
Hızlı Başlangıç kılavuzu
Kapasite
8GB ya da 16GB flash bellek1
128-Kbps AAC ile kodlanmış 1,750’den 3,500’e kadar şarkı kapasitesi2
10,000’den 20.000’e kadar iPod tarafından kullanılabilir fotoğraf kapasitesi3
10 saate (8GB) ya da 20 saate (16GB) kadar video kapasitesi4
Verileri USB flash bellekte depolar
Ekran
Köşeden köşeye 3.5 inçlik dokunmatik geniş ekran
204 PPI’da 320*240 piksel çözünürlük
Ses
Atlamasız çalışma
Frekans tepkisi: 20Hz ile 20.000Hz aralığında
Desteklenen ses kodlamaları: AAC (16 ile 320-Kbps aralığında), Korumalı AAC (iTunes Store), MP3 (16 ile 320-Kbps aralığında), MP3 VBR, Audible (kodlama 2, 3 ve 4), Apple kayıpsız, AIFF ve WAV
Video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
Kablosuz veri5
Wi-Fi (802.11b/g)
Kulaklıklar
Kulaklıklar
Frekans tepkisi: 20Hz ile 20.000Hz aralığında
Özdirenç: 32 ohm
Mac sistem gereksinimleri
USB 2.0 kapısı olan bir Macintosh bilgisayar
Mac OS X sürüm 10.4.8 ya da üzeri
iTunes 7.4 ya da üzeri6
Windows sistem gereksinimleri
USB kapısı olan bir PC
Windows Vista ya da Windows XP Home ya da Professional Service Pack 2 ya da üzeri
iTunes 7.4 ya da üzeri6
Dil desteği
Almanca, Çekçe, Çince (Basitleştirilmiş), Çince (Geleneksel), Danca, Fince, Fransızca, Hollandaca, İngilizce, İspanyolca, İsveççe, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Norveççe, Portekizce, Rusça ve Yunanca
Uluslararası klavye desteği: İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca, Hollandaca, İtalyanca, İspanyolca, Danca, Fince, Norveççe, İsveççe, Lehçe, Portekizce
Sözlük desteği: İngilizce, Fransızca, Almanca
Ortam gereksinimleri
Çalışma sıcaklığı: 0° - 35° C (32° - 95° F)
Saklama sıcaklığı: -20° - 45° C (-4° - 113° F)
Bağıl nem oranı: %5 - %95, yoğunlaşmamış
Maksimum çalışma yüksekliği: 3.000 m (10.000 fut)
Giriş ve çıkışlar
Dock bağlantısı
3,5-mm stereo kulaklık çıkışı
Güç ve pil7
Yerleşik, tekrar şarj edilebilir lityum iyon pil
Müzik dinlerken: Tam şarj olduğunda 22 saate kadar
Video izlerken: Tam şarj olduğunda 5 saate kadar
Bilgisayarınızın USB kapısından ya da ayrıca satılan güç adaptörü ile şarj
Hızlı şarj süresi: yaklaşık 1,5 saat (pil kapasitesinin %80’ine kadar şarj olur)
Tam şarj süresi: yaklaşık 3 saat
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Karşılaştırma Tablosu
iPod shuffle
iPod nano
iPod classic
iPod touch
Sığa/Kapasite
1GB (240 Şarkı)
4GB (1,000 Şarkı)
8GB (2,000 Şarkı)
80GB (20,000 Şarkı)
160GB (40,000 Şarkı)
8GB (1,750 Şarkı)
16GB (3,500 Şarkı)
Renk
Pil Ömrü
12 saate kadar
Müzik dinlerken 24 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Müzik dinlerken 30 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Müzik dinlerken 40 saate kadar; video izlerken 7 saate kadar
Müzik dinlerken 22 saate kadar; video izlerken 5 saate kadar
Ekran
Köşeden köşeye 2 inç büyüklüğünde, LED ile arka ışıklandırmalı renkli LCD
Köşeden köşeye 2.5 inç büyüklüğünde, LED ile arka ışıklandırmalı renkli LCD
Köşeden köşeye 3.5 inç büyüklüğünde, geniş ekran dokunmatik görüntü
Kapılar
Stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Dock bağlantısı, stereo mini soket
Bağlantılar
Dock bağlantısı aracılığı ile USB
Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
U Dock bağlantısı aracılığı ile USB; ayrıca satılan AV kablosu ile kulaklık çıkışından birleşik (composite) video ve ses ya da ayrıca satılan iPod Universal Dock üzerinden line-out ses
Kablosuz Veri
Wi-Fi (802.11b/g)
Şarj süresi
Yaklaşık 4 saat (2-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 3 saat (1.5-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 4 saat (2-saat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Yaklaşık 3 saat (1.5-hsaat hızlı şarj ile % 80 kapasite)
Desteklenen ses kodlamaları
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
MP3 (8 - 320 Kbps), MP3 VBR, AAC (8 - 320 Kbps), Korumalı AAC (iTunes Store, M4A, M4B, M4P), Audible (kodlama 2, 3 ve 4), WAV ve AIFF
Desteklenen fotoğraf biçimleri
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
JPEG, BMP, GIF, TIFF, PSD (sadece Mac) ve PNG biçiminde ve iPod ile kullanılabilen fotoğrafları eşleyebilir
Desteklenen video kodlamaları
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, az karmaşık taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 1,5-Mbps H.264 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, seviye 1,3’e kadar basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 768-Kbps H.264 ile kodlanmış, 320x240 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video; m4v, .mp4 ve .mov dosyası biçiminde, basit taban profilinde, 160-Kbps ve 48KHz’e kadar AAC-LC stereo ses ile birleşik, 2,5-Mbps MPEG-4 ile kodlanmış, 640x480 çözünürlüklü, saniyede 30 kare video
Boyutlar
41.2 x 27.3 x 10.5 mm (klips dahil)
69.8 x 52.3 x 6.5 mm
103.5 x 61.8 x 10.5 mm
103.5 x 61.8 x 13.5 mm
110 x 61.8 x 8 mm
Ağırlık
15.6 grams
49.2 gram
140 gram
162 gram
120 gram
Yanında gelen aksesuarlar
Kulaklık, USB dock
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü
Kulaklık, USB kablosu, Dock adaptörü, temizleme bezi, stand
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Ek Ürün ve Aksesuarlar
Aksesuarlar
iPod Hi-Fi M9867LL/A
iPod Radyo Kumanda MA070G/C
Dock
Apple Kumandalı Universal Dock MB125G/A
iPod Universal Dock Adaptör (3'lü paket) MB127G/A
Kulaklıklar
Kulakiçi kulaklıklar M9394G/A
Kablo ve adaptörler
Apple Component AV Kablosu MB128LL/A
Apple Composite AV Kablosu MB129LL/A
Apple USB Güç Adaptörü MB051LL/A
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
1GB = 1 milyar bayt; formatlanmış gerçek kapasite daha düşüktür.
Şarkı kapasitesi 128-Kbps AAC ile kodlanmış dörder dakikalık şarkılar temel alınarak hesaplanmıştır; gerçek kapasite içeriğe bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Fotoğraf kapasitesi iTunes'tan aktarılan ve iPod tarafından kullanılabilir fotoğraflar temel alınarak hesaplanmıştır;
Video kapasitesi, 640*480 çözünürlükte H.264 1.5-Mbps ile kodlanmış video, 128-Kbps ses ile birleştirilerek hesaplanmıştır. Gerçek kapasite içeriğe bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
_uacct = "UA-1205801-5";
urchinTracker();
Keynote'u izleyin
Hangi iPod senin?
iTunes 7
iTunes herzaman açık olan bir eğlence mağazasıdır. Tüm dijital medyalarınızı düzenlemenize yarayan bir müzik kutusu.
Apple Online Store
0216 454 01 01
Apple İş Ortakları
Apple Premium Reseller
Ana Sayfa > Donanım > iPod touch Apple IMC Türkiye
Apple Destek
Powered by Mac OS X Server
hepsi kızları
Bu bölümde gruphepsi - hepsi grubu (Cemre, Eren, Gülçin, Yasemin), gruphepsi konserleri, etkinlikleri, hepsi 1 dizisi resimleri bulabilir, bu resimlere oy verebilir, arkadaşlarınıza e-kart(elektronik posta kartı) olarak gönderebilirsiniz.Sizlerde sitemize üye olduktan sonra, üye girişi yapıp, kategoriye girdikten sonra sağ üst tarafta bulunan "yükleyin" tuşuna basarak yüklemeleri yapabilirsiniz. Resim yüklerken boyutu 750 Kb yi aşmamalı, 1024x768 boyutunu aşmamalıdır. Resim küçültme programlarıyla resimlerinizi küçültebilirsiniz. Bu konu hakkında ayrıntılı bilgiyi panolarımızda bulabilirsiniz. Sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkürler.
Back LinkS
sohbet
chat
sohbet
chat
Sohbet
Chat
çet
sohbet kanalları
chat odaları -
sohbet -
aşk şiirleri
sohbet
Sohbet Kanallari
Sohbet odalari
Chat
sohbet siteleri
Chat kanallari
sohbet kanallari
Kız Oyunları
Kral Oyun
sevgi
çet
sohpet
cet
sohbet siteleri
chat siteleri
youTube
güzeL sözLer
film izle
bayrak
lazer epilasyon
Alevi
komedi
komik resimler
göğüs büyütücü
zayıflama
sohbet
chat
assos
araba oyunları
chat siteleri
sohbet siteleri
kiralık oto
araba kiralama
travesti
Eğlence Forum
Emo Forumu
komik resimler
nokia programları
Sohbet
travesti
travesti
travesti
penis büyütücü
penis büyütücü
sex
sex shop
maynet
kurye
şişme bebek
travestiler
geciktirici
travesti siteleri
Sohbet kanalları
travesti sitesi
travestiler
branda
çadır
tente
sohbet kanalları
sohbet odası
travesti
travesti
sinema izle
online sinema
sohbet
canlı sohbet
Çatlak Kremi
Çatlak Kremi
sex
porno
xvideos
seks shop
sohbet
chat
yonja - diyet zayıflama - kız msn adresleri - youtube kızlar
çet
sohbet kanallari
islami sohbet
ilahiler
Erotik Resimler
Bebek Resimleri
sikiş
chat
sohbet
chat
Sohbet
Chat
çet
sohbet kanalları
chat odaları -
sohbet -
aşk şiirleri
sohbet
Sohbet Kanallari
Sohbet odalari
Chat
sohbet siteleri
Chat kanallari
sohbet kanallari
Kız Oyunları
Kral Oyun
sevgi
çet
sohpet
cet
sohbet siteleri
chat siteleri
youTube
güzeL sözLer
film izle
bayrak
lazer epilasyon
Alevi
komedi
komik resimler
göğüs büyütücü
zayıflama
sohbet
chat
assos
araba oyunları
chat siteleri
sohbet siteleri
kiralık oto
araba kiralama
travesti
Eğlence Forum
Emo Forumu
komik resimler
nokia programları
Sohbet
travesti
travesti
travesti
penis büyütücü
penis büyütücü
sex
sex shop
maynet
kurye
şişme bebek
travestiler
geciktirici
travesti siteleri
Sohbet kanalları
travesti sitesi
travestiler
branda
çadır
tente
sohbet kanalları
sohbet odası
travesti
travesti
sinema izle
online sinema
sohbet
canlı sohbet
Çatlak Kremi
Çatlak Kremi
sex
porno
xvideos
seks shop
sohbet
chat
yonja - diyet zayıflama - kız msn adresleri - youtube kızlar
çet
sohbet kanallari
islami sohbet
ilahiler
Erotik Resimler
Bebek Resimleri
sikiş
hepsi
Ben özgür degilim Hiç olmadim Ben özgür degilim degilim Nasil olsaydim Kredi kartimin borcu vardi Yani Özgürlük bu Özgürlük mü Kimmis özgür Az bileni gezdirir Çok duyani bezdirir Her manada uçmaktir ki Gel gör kuslarin dili yok Özgürlük mü Kimmis özgür Az bileni inandirir da Çok duyani güldürür pek Her manada yalnizliktir Gel gör reklam bu uçmuyor Papaganlar hep konusur Sahibini yalancisi Her kanatla uçulmaz ki Bazisiyla hep düsersin Ben özgür degilim Hiç olmadim Ben tutsak degilim Hiç olmadim Ben üzgün degil Çok agladim Ben özgür degilim Nasil olsaydim Kredi kartimin borcunu ödedim Özgürlük bu Söz Müzik : Mete ÖZGENCİL Aranje: Devrim KARAOĞLU
Duman 2
Yanibaşımmdan sevemedim ben bu günü sevemedim başından göremedim geçtiğini yanıbaşımdan, her yanımdan gelemedim ben oyuna gelemedim yaşımdan kovaladım sevdiğimi yanıbaşımdan, her yanımdan yaşamadım ben bu günü yaşamadım inadımdan göremedim geçtiğini Yanıbaşımdan, her yanımdan Ellerin uzanmasın uzak dursun dedim sakın dokunmasın hayal ettiklerim bana yakışmasın inancım yok benim
Duman
Duman, 1999
Türk rock müziğinin son dönemdeki en kaliteli temsilcilerinden biri olanDuman’ın yolculuğu, 90’ların ilk yıllarında başladı. Sıradışı vokalleriyle büyük beğeni toplayan, grubun müziğine gitarıyla da katkı sağlayanKaan Tangöze, müziğe, 8 yaşında aldığı piyano dersleriyle başladı. Sonra ailesiyle birlikte yurtdışına taşınınca derslerini yarım bırakmış olsa da müziğe olan ilgisi hep onun yanında oldu. 14 yaşında rock müziğe ilgi duymaya başlayan Tangöze, ilgisini araştırmaya yöneltti ve bir gitar alıp akor öğrenerek kendi imkanlarıyla çalışmalarına başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde Türkiye’de çıkarmak istediği albümde yer alacak şarkıları hazırlayan Tangöze, o sırada Mad Madame adını taşıyan grubuyla Seattle ve Los Angeles’ta yayınlanan bazı koleksiyon albümlerinde yer aldı.
Tangöze Türkiye’ye döndüğünde o sırada Blue Blues Band ile çalışan Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas’ı gruba dahil ederek "Duman" adıyla yeni bir çıkışı müjdeledi. Mutlugil gitarda, Barokas ise bas gitarda Duman müziğinin yaratılmasına katkı sağlayacak, ayrıca geri vokallerle de Tangöze’ye eşlik edeceklerdi. Batuhan Mutlugil’in babası Batu, Blue Blues Band’in kurucularındandı. Babasının, çocukluğunda Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Beatles gibi isimlerin plaklarını çalması Batuhan’ın müziğe yönelmesinde en büyük etken olmuştu.
Gitar ve vokal konusunda güçlü bir kadro oluşturan topluluk, uzun süre aradığı davulcuyu bulamadı. Birlikte çalıştıkları müzisyenlerden en başarılısı Alen Konakoğlu oldu ve grubun canlı performanslarında büyük oranda o sahne aldı. Albüm çalışmalarına da önemli katkılar sağlayan Konakoğlu, "Belki Alışman Lazım" isimli albümle birlikte Duman kadrosundaki dördüncü isim olmayı başardı.
Duman, kısa sürede müthiş bir hayran kitlesi edinerek Türk rock müziğinin en önemli gruplarından biri oldu. Yüzlerce canlı performansta ayakta alkışlanan, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da üniversite gençliğinin ilgi odağı olan topluluk, gerek müziğinde, gerekse vokallerinde hissedilen özgün tarz ile rock icrasına yeni bir boyut kazandırdı. Modern rock tarzını ülkemizin kültürel arkaplanıyla ustaca birleştiren Duman grubu, "Eski Köprünün Altında" adlı ilk albüm çalışmasıyla hedeflediği dinleyici kitlesine ulaşma başarısını gösterdi.
Birbirinden güzel ve orijinal 10 parçayı içeren albümün listesinde sırasıyla "Köprü Altı", "Bebek", "Hatun", "Halimiz Duman", "Dağlar Bağlar", "Hayatı Yaşa", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Dönek", "İstanbul"ve "Senin Gibi" isimli çalışmalar yer alıyordu. Kayıt ve mikslerde Levent Büyük imzasının bulunduğu 1999 çıkışlı albüm, NR1 etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
Hareketli parçaların çoğunlukta olduğu, ancak "Halimiz Duman" ve "Yalnızlık Paylaşılmaz" gibi hüzünlü parçaları da barındıran çalışmayı, daha melankolik ve olgun bir yapıya sahip olan "Belki Alışman Lazım" albümü izledi. Yine NR1 etiketi taşıyan albümün yapımcılığını Murat Akad, kayıt ve mikslerini Levent Büyük üstlendi. Stüdyo 18’de kaydedilen çalışmaya Londra’da hizmet veren Heathmans Mastering şirketinden Steve Shin de katkı sağladı. Bu kez davulda dinlediğimiz isim Cengiz Baysal oldu.
"Belki Alışman Lazım", grubu tüm Türkiye’ye tanıtan albüm olarak nitelendirilebilir. Albümün raflardaki yerini aldığı 2002 yılına kadar grubun ulaştığı hayran kitlesi büyük bir başarı olarak değerlendirilse de bu albümle birlikte Türk rock müziğini özellikle takip etmeyen müzikseverler bile Duman’a sempati duymaya başladılar. Albümün en büyük sürprizi, Sezen Aksu’nun "Her Şeyi Yak" isimli unutulmaz parçasının müthiş yorumuydu.
Duygusal parçaların ağırlıkta olduğu, yer yer politik mesajların da kendisini hissettirdiği albümde sırasıyla "Bu Akşam", "Her Şeyi Yak", "Oje", "Kırmış Kalbini", "Masal", "Manası Yok", "Belki Alışman Lazım", "Bal", "Ah", "Elimdeki Saz Yeter Canıma", "Haberin Yok Ölüyorum" ve "Bu Akşam" adlı parçalar yer aldı.
Albümün depresif yapısını, şarkıların hazırlandığı 2 yıllık dönemde yaşadıkları olumsuz olaylara bağlayan grup elemanları, Türkiye’de sanatın geldiği, bir başka deyişle ’gelemediği’ noktadan da oldukça rahatsızlar. "Toplumun sanata eğilmesi için önce iç huzurunun olması gerekiyor" diyor grubun gitaristlerinden Ari... Ancak onlar ne ekonomik krizleri, ne de ülkede sanata olan ilginin yeterince olmamasını bahane edip uzaklaşmıyorlar işlerinden... Özgün tarzlarınıve kaliteli çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürüp topluma ’iyiyi’ ve ’doğruyu’ vermeye gayret ediyorlar.
2003’te çıkan "Konser" albümü de özenli çalışmalarının bir eseriydi aslında. Canlı performanslarını dinleme şansı bulamayan hayranları için konser kayıtlarını bir araya getirdiler. İlk çıkan iki albümde yer alan "Bu Akşam", "Masal", "Bebek", "İstanbul", "Senin Gibi", "Oje", "Belki Alışman Lazım", "Halimiz Duman", "Her Şeyi Yak", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Hayatı Yaşa" ve "Köprüaltı" adlı parçaların dışında "Çile Bülbülüm", bir Özdemir Erdoğan şarkısı olan "Gurbet" ve Müslüm Gürses’in seslendirdiği "Olmadı Yar" için yaptıkları cover çalışmaları da oldukça başarılıydı.
2004 yılında çıkarmış oldukları "Bu Akşam" isimli VCD/DVD'leri ile grup Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Kimsenin cesaret edemediğini onlar yaptı ve canlı performans görüntülerini hayranlarının beğenisine sundular. İzledikçe insana keyif veren o muhteşem Duman konser heyecanını tadamayan hayranları "Konser" albümünden sonra bu albümle daha büyük bir sevinç yaşadılar
2005 yılı yaz aylarında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın prodüktörü diğer albümlerde olduğu gibi Murat Akad. Albümde yer alan 12 şarkının kayıt ve mixleri de Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından yapıldı. Gruba davulda “Belki Alışman Lazım” albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal eşlik etti. Ari Barokas’ın şarkıları “Aman Aman” ve “Sayın Bayan” dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye ait. Açılışta yer alan “Özgürlüğün Ülkesi” dünya politikasını eleştiren enerjik bir punk rock şarkısı. Muhteşem balladlar “Seni Kendime Sakladım” ve “Melek”in yanı sıra, “Sen Ben” ve “Yürekten” de Duman’ın başarılı modern rock çalışmaları. Türkçe rock müziğin en önemli grubu Duman, kendine özgü tarzını “Yanıbaşımdan”, “Sadece Koklayacaktım” ve “Rüyanda Görsen İnanma” gibi şarkılarda gösterirken, “En Güzel Günüm Gecem”i ise kendilerini konserlerde yalnız bırakmayan seyircilerine hediye ediyor..
2006 Aralık ayında Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in vatani görevlerini yerine getirme zamanı gelmişti. Grup kısa dönemde olsa bir müddet hayranlarından uzak kalmak zorundaydı. 2007 yılı şubat ayında ise grubun 4. ajanı Alen Konakoğlu (15 ay) vatani görevini yerine getirmek için ayrıldı. Mayıs ayı sonunda kısa dönem askerlikleri sona eren Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in İstanbul'a dönmesi ile davulun başına grubun hiçte yabancı olmadığı bir isim "Cengiz Baysal" geçti ve o muhteşem konserler tekrardan başladı.
Konserlerde hayranları ile özlem gideren Duman grubu yeni albüm sinyallerinide vermeye başladı. Eminiz ki çıkacak olan yeni albümde de aynı Duman tadını bulacağız ve konserlerde onlarla çoşacağız.
Bol Duman'lı günler...
Türk rock müziğinin son dönemdeki en kaliteli temsilcilerinden biri olanDuman’ın yolculuğu, 90’ların ilk yıllarında başladı. Sıradışı vokalleriyle büyük beğeni toplayan, grubun müziğine gitarıyla da katkı sağlayanKaan Tangöze, müziğe, 8 yaşında aldığı piyano dersleriyle başladı. Sonra ailesiyle birlikte yurtdışına taşınınca derslerini yarım bırakmış olsa da müziğe olan ilgisi hep onun yanında oldu. 14 yaşında rock müziğe ilgi duymaya başlayan Tangöze, ilgisini araştırmaya yöneltti ve bir gitar alıp akor öğrenerek kendi imkanlarıyla çalışmalarına başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde Türkiye’de çıkarmak istediği albümde yer alacak şarkıları hazırlayan Tangöze, o sırada Mad Madame adını taşıyan grubuyla Seattle ve Los Angeles’ta yayınlanan bazı koleksiyon albümlerinde yer aldı.
Tangöze Türkiye’ye döndüğünde o sırada Blue Blues Band ile çalışan Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas’ı gruba dahil ederek "Duman" adıyla yeni bir çıkışı müjdeledi. Mutlugil gitarda, Barokas ise bas gitarda Duman müziğinin yaratılmasına katkı sağlayacak, ayrıca geri vokallerle de Tangöze’ye eşlik edeceklerdi. Batuhan Mutlugil’in babası Batu, Blue Blues Band’in kurucularındandı. Babasının, çocukluğunda Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Beatles gibi isimlerin plaklarını çalması Batuhan’ın müziğe yönelmesinde en büyük etken olmuştu.
Gitar ve vokal konusunda güçlü bir kadro oluşturan topluluk, uzun süre aradığı davulcuyu bulamadı. Birlikte çalıştıkları müzisyenlerden en başarılısı Alen Konakoğlu oldu ve grubun canlı performanslarında büyük oranda o sahne aldı. Albüm çalışmalarına da önemli katkılar sağlayan Konakoğlu, "Belki Alışman Lazım" isimli albümle birlikte Duman kadrosundaki dördüncü isim olmayı başardı.
Duman, kısa sürede müthiş bir hayran kitlesi edinerek Türk rock müziğinin en önemli gruplarından biri oldu. Yüzlerce canlı performansta ayakta alkışlanan, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da üniversite gençliğinin ilgi odağı olan topluluk, gerek müziğinde, gerekse vokallerinde hissedilen özgün tarz ile rock icrasına yeni bir boyut kazandırdı. Modern rock tarzını ülkemizin kültürel arkaplanıyla ustaca birleştiren Duman grubu, "Eski Köprünün Altında" adlı ilk albüm çalışmasıyla hedeflediği dinleyici kitlesine ulaşma başarısını gösterdi.
Birbirinden güzel ve orijinal 10 parçayı içeren albümün listesinde sırasıyla "Köprü Altı", "Bebek", "Hatun", "Halimiz Duman", "Dağlar Bağlar", "Hayatı Yaşa", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Dönek", "İstanbul"ve "Senin Gibi" isimli çalışmalar yer alıyordu. Kayıt ve mikslerde Levent Büyük imzasının bulunduğu 1999 çıkışlı albüm, NR1 etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
Hareketli parçaların çoğunlukta olduğu, ancak "Halimiz Duman" ve "Yalnızlık Paylaşılmaz" gibi hüzünlü parçaları da barındıran çalışmayı, daha melankolik ve olgun bir yapıya sahip olan "Belki Alışman Lazım" albümü izledi. Yine NR1 etiketi taşıyan albümün yapımcılığını Murat Akad, kayıt ve mikslerini Levent Büyük üstlendi. Stüdyo 18’de kaydedilen çalışmaya Londra’da hizmet veren Heathmans Mastering şirketinden Steve Shin de katkı sağladı. Bu kez davulda dinlediğimiz isim Cengiz Baysal oldu.
"Belki Alışman Lazım", grubu tüm Türkiye’ye tanıtan albüm olarak nitelendirilebilir. Albümün raflardaki yerini aldığı 2002 yılına kadar grubun ulaştığı hayran kitlesi büyük bir başarı olarak değerlendirilse de bu albümle birlikte Türk rock müziğini özellikle takip etmeyen müzikseverler bile Duman’a sempati duymaya başladılar. Albümün en büyük sürprizi, Sezen Aksu’nun "Her Şeyi Yak" isimli unutulmaz parçasının müthiş yorumuydu.
Duygusal parçaların ağırlıkta olduğu, yer yer politik mesajların da kendisini hissettirdiği albümde sırasıyla "Bu Akşam", "Her Şeyi Yak", "Oje", "Kırmış Kalbini", "Masal", "Manası Yok", "Belki Alışman Lazım", "Bal", "Ah", "Elimdeki Saz Yeter Canıma", "Haberin Yok Ölüyorum" ve "Bu Akşam" adlı parçalar yer aldı.
Albümün depresif yapısını, şarkıların hazırlandığı 2 yıllık dönemde yaşadıkları olumsuz olaylara bağlayan grup elemanları, Türkiye’de sanatın geldiği, bir başka deyişle ’gelemediği’ noktadan da oldukça rahatsızlar. "Toplumun sanata eğilmesi için önce iç huzurunun olması gerekiyor" diyor grubun gitaristlerinden Ari... Ancak onlar ne ekonomik krizleri, ne de ülkede sanata olan ilginin yeterince olmamasını bahane edip uzaklaşmıyorlar işlerinden... Özgün tarzlarınıve kaliteli çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürüp topluma ’iyiyi’ ve ’doğruyu’ vermeye gayret ediyorlar.
2003’te çıkan "Konser" albümü de özenli çalışmalarının bir eseriydi aslında. Canlı performanslarını dinleme şansı bulamayan hayranları için konser kayıtlarını bir araya getirdiler. İlk çıkan iki albümde yer alan "Bu Akşam", "Masal", "Bebek", "İstanbul", "Senin Gibi", "Oje", "Belki Alışman Lazım", "Halimiz Duman", "Her Şeyi Yak", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Hayatı Yaşa" ve "Köprüaltı" adlı parçaların dışında "Çile Bülbülüm", bir Özdemir Erdoğan şarkısı olan "Gurbet" ve Müslüm Gürses’in seslendirdiği "Olmadı Yar" için yaptıkları cover çalışmaları da oldukça başarılıydı.
2004 yılında çıkarmış oldukları "Bu Akşam" isimli VCD/DVD'leri ile grup Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Kimsenin cesaret edemediğini onlar yaptı ve canlı performans görüntülerini hayranlarının beğenisine sundular. İzledikçe insana keyif veren o muhteşem Duman konser heyecanını tadamayan hayranları "Konser" albümünden sonra bu albümle daha büyük bir sevinç yaşadılar
2005 yılı yaz aylarında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın prodüktörü diğer albümlerde olduğu gibi Murat Akad. Albümde yer alan 12 şarkının kayıt ve mixleri de Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından yapıldı. Gruba davulda “Belki Alışman Lazım” albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal eşlik etti. Ari Barokas’ın şarkıları “Aman Aman” ve “Sayın Bayan” dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye ait. Açılışta yer alan “Özgürlüğün Ülkesi” dünya politikasını eleştiren enerjik bir punk rock şarkısı. Muhteşem balladlar “Seni Kendime Sakladım” ve “Melek”in yanı sıra, “Sen Ben” ve “Yürekten” de Duman’ın başarılı modern rock çalışmaları. Türkçe rock müziğin en önemli grubu Duman, kendine özgü tarzını “Yanıbaşımdan”, “Sadece Koklayacaktım” ve “Rüyanda Görsen İnanma” gibi şarkılarda gösterirken, “En Güzel Günüm Gecem”i ise kendilerini konserlerde yalnız bırakmayan seyircilerine hediye ediyor..
2006 Aralık ayında Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in vatani görevlerini yerine getirme zamanı gelmişti. Grup kısa dönemde olsa bir müddet hayranlarından uzak kalmak zorundaydı. 2007 yılı şubat ayında ise grubun 4. ajanı Alen Konakoğlu (15 ay) vatani görevini yerine getirmek için ayrıldı. Mayıs ayı sonunda kısa dönem askerlikleri sona eren Kaan Tangöze ve Batuhan Mutlugil'in İstanbul'a dönmesi ile davulun başına grubun hiçte yabancı olmadığı bir isim "Cengiz Baysal" geçti ve o muhteşem konserler tekrardan başladı.
Konserlerde hayranları ile özlem gideren Duman grubu yeni albüm sinyallerinide vermeye başladı. Eminiz ki çıkacak olan yeni albümde de aynı Duman tadını bulacağız ve konserlerde onlarla çoşacağız.
Bol Duman'lı günler...
Haykon fanzin röp
Müziğe bulaştığın, ilk bulaştığın zamanlardan şu ana kadar ki hikayen nedir? Hikayem aslında tamamen babamın bana aldığı orgla başlıyor. Bir çocuk için güzeldi, büyük bir orgdu. Ama dedem evde akordeon çalardı., akordeonistti. Tuşlu çalgıya yakındın o yüzden. Dedemin o zamana kadar çaldığı her şeyi kulaktan dolma orga çalmaya başladım. Sonra aile bi şekilde bizi eğitimine yolladı. Sonra orta bir de okul korosu kuruldu ama o bildiğimiz saçma sapan kul korolarından değildi. Kiliseye dahil ettiler. O kilise korosu zamanla büyüdü bu bildiğimiz, dört sesli, batı müziği seslendiren bir koro haline geldi. Aynı zamanda AKM’de konserler vermeye başladık. Bu dokuz sene sürdü. Süreç içinde ben bu işin eğitimini alma arzusundaydım. Kilise korosunu çok seviyordum. Açıkcası ben şu duyguyla gittim; ben çocukken de kiliseyi sevmezdim, hoca ısrar etti, sonra beş dakika gideriz sonra ben ‘ ya kusura bakma hoca ya gelemeyeceğim’ falan deyip kaçacaktım. Ama müziği sevdim. Orayı bırakma sebepleri de bu çünkü ben inançsız olarak gidiyordum oraya. Sadece müziğe inanan biri olarak. Ve bu oradaki belli kültüre sahip insanlara yeterli gelmiyordu. Şeklimizde bozulmaya, kiliseye uygun olmamaya başlayınca ben de bıraktım. Daha gençtim, kaprislerim vardı, melankoliktim, egolarım vardı, Ekşi Sözlük yazarıydım(gülüşmeler) Ama eğitimini alayım dedim çünkü bir sürü insanın yan yana gelip dört sesi birleştirip şahane bir ses çıkartması kadar güzel bir şey yok gibi geliyordu. Mimar Sinan’a gittim, iki sene orada takıldım. Tabi orada da aynı hikayeler var. klişeleşmiş hocalar, kalıplar, şeklinin onlara çok uygun olmaması. Ama tabi yine de her zaman kumaş pantolon giyen, kösele ayakkabılı, gömlek giyen, saçlarını her zaman inek yalamış gibi geriye tarayan biriydim. Ama dövmelerim vardı onları ne yapayım, hamur yapıştıracak değildim üstüne. Sonra altı sene boyunca okuyup ne yapacağımı düşündüm ve bıraktım. Sonra Timur Selçuk’un öğrencisi oldum. Adamı hiç sevmezdim, ama tanışınca taptım. Mükemmel biriymiş. Tanıdığım en sağlam müzik bilgisine sahip adamlardan biri. Odan çok şey öğrendim. Armoni, solfej adına, şan adına. O da iki sene devam etti, korosuna dahildim, konserler verdik. Sonra bitti o , kendimi boşlukta hissettim. Elimde meslek yok. Yaptığım tek şey müzik. Ama eğitim yok. Eğitimi sevmiyorum bu arada ama müziğin eğitimini seviyorum. Yani bir şeyi seviyorsan onun disiplinini almak istersin. Akademi İstanbul’a gittim dedim ki okula girmek istiyorum. Bana dediler ki sınavlarımız bitti, bir aydır okul açık. Fark etmez dedim, sınavlara girmek istiyorum. Sonra müdüre çıkıp anlattım. Sonra bana açıktan sınav yaptılar bütün hocalar. Hepsinden geçtim sınavların. Sonraları ailemle tartışıp ayrı eve taşındım. Maddi sorunlar çıktı tabi. Moğollar ile turnelere gitmeye başladım teknisyenleri olarak. Çok şey öğrendim, açıkçası işin hamallığından geçiyor. Sonra bazı sebeplerden dolayı ailemin evine döndüm. Müziğe devam edip odama kapandım. Oda fonksiyonu da ondan sonra başlıyor zaten. Moğollar döneminde Öztürk ile tanıştım. İşte remiksler yapmaya başladım yavaş yavaş, Aylin Aslım’a remisk yaptım dört tane. Aylin tanışmak istedi sonra, tanıştık. Sonra sen sahnede çalabiliyo musun, dedi bana, hiç unutmam o lafı. Bilmem çalarım herhalde dedim. Öyle numaraları severim, provada sakin çaldım ama konserde koyarım ben bu alete, diye çalınca (gülüşmeler) sen hep çalsana durumu oldu. Tamam dedim ben de , çalabiliyor muşum. Sonra düzenlemeler yapmaya başladım. Alet edevat oldu, artık odam kayıt yapılabilir ve aynı zamanda yatılabilir(gülüşmeler) bir yer olmaya başladı. ve sonra albüm süreci oluştu. Yaptığım şarkılar dinlenilebilir bir hal aldı. Ve yaşımın da ilerlediğini fark ettim ve o ana kadar ben yol almadım insanların yol almasına yardımcı oldum. Albümde Türk yerel ezgilerine rastlıyoruz. Bu kendiliğinden mi gelişti yoksa kafanda böyle bir konsept mi vardı? Hayır, yoktu! Ben ağıt kültürünü seviyorum. Çocukluğum hep öyle geçti, rock müzikle bile sonra tanıştım. Metallica’nın Nothing Else Matters’ını dahi bilmeyen biriydim. Benim eniştelerim vardı. Aile toplantılarında gazel omurlardı. Büyük masada kimse konuşmazdı. Çaldığım ensturmanla da ilgili. Mesela gitarı çok seviyorum, gitarist olsaydım çok daha başka bi müziğim olurdu. Daha sert olabilirdi. Ama klavye çalıyorum. Daha elektronikti. Rock topluluklarında çalınca, gitaristin yaptıklarını ben klavyede yapmayı öğrendim. Aslında ben vokal yapmayı hiç düşünmedim şarkılarıma. Zamanla şarkılarıma konuşmaya başladım. Ve baktım şarkılar bir şeyler anlatmaya başladı. tabi önceden çok geri zekalı sözler yazıyordum. Klasik müzik eğitimin ve eğilimin var. rock müziğini de geç keşfetmişsin, yine de kendini sözlerle ifade etmeyi seçtin. Sözler kendiliğinden geldi. Bir anda oldu. Benim ilk yaptığım besteler ağıt kültürlü besteler oldu. Üstüne batı vokali bir şey yaptığımda, kendimi dinlerken beğenmiyordum. Benim müziğimi Norveç müziği olarak tanımlayanlar var mesela. Alt yapılara bakıldığında, bir müzisyen benim müziğimi çıkartmakta zorlanabilir. Garip akorlar var. Vokal için ‘Düşsel Vokal’ diyorlar … Yok öyle bir şey (gülüşmeler) .. biz çok güldük ona. Basın bültenleri komiktir. Şarkı sözlerinde Türk Halk Edebiyatı’ndan izler var sanki .. Hayır öyle bir şey yok. Benim kitap kültürüm sıfır zaten. Hayatın boyunca toplum denilen kurumla ilişkilerin nasıl oldu? Sanırım pek iyi olmadı. Benim etrafımda hep müzisyen çevresi oldu. Benim toplumum oydu. Arkadaş çevrem çok kalabalıktır. Bir sürü yerde bir sürü insan tanırım. Ama tanıdığım insanlar toplumdaki insanlar değil. Kendimize ait bir koloni etrafında dolaştığımız için aslında toplumda değiliz. Beyoğlu’na girdiğim zaman da mesela o topluma ait saymıyorum kendimi çünkü. Mesela ben kendime çok normalmişim gibi geliyor. Ama bana şey garip gelir mesela, hiç bu taraklarda bezi olmayan insanlarla göz göze geldiğinde, onlar her şeye eleştirel bakabiliyorlar. İşte aslında bahsettiğimiz toplum onlar. O zaman bir şaşkınlık oluyor, ya nasıl algılayamazsın durumu oluyor da sonradan diyorsun ki, ya adam o değil. Adam bizim çevremizden değil. O, standartları yaşayan bir herif. Bu yüzden çatışıyorsun onunla. Ama aram iyiymiş gibi geliyor. Ben onları görmemeyi öğrendim. Yoklarmış gibi bakıyorum. Ütopyaların var mıydı? Sanatın dünyayı değiştirebileceğine inanıyor musun? İnanıyordum. Ama şu an inanmıyorum. Çünkü bence televizyon devresi o duyguyu bitirdi. Hani bu Live 8 falan hepsi yalan. Yapılan hiçbir şeyin doğruluğuna inanmıyorum. Neden inanmıyorum, mesela, deprem sonrası sırf haber olsun diye, sokakta insanlar kaldı. İnsanlar evsiz diyip onlarla röportaj yapma kültürü sanırım onları bizim kafamızda; orada ‘öyle’ insanlar ‘öyle’ yaşıyorlar durumuna soktu. Artık o duygu ne zaman açığa çıkıyor, bizim başımıza geldiği zaman. Mesela Live 8’de o açıdan baktığın zaman o milyonların buluşması sadece müzikal bir buluşma. Belki konser verenler o duyguyu vermek için oradaydılar ama seyircinin o ruhu aldığına inanmıyorum. Bir şeyleri yaparken değiştirebileceğime inanarak yapıyorum ama değişeceğine inanmıyorum. Dünyanın müzikal tarihi içinde en çok hangi dönemde yaşamak isterdin? Glam zamanını yaşamak isterdim. Saçları kabartıp çıkıp şov yapmak isterdim. Sex, drugs & rock’N’roll … İşin seks kısmında olur muydum bilmiyorum. Ç ok ünlüsün alkol alıyorsun, otelin koridorunda sızıyor olmak koymayacak sana. Kimse de karışmayacak. Güzel olurdu. Hayatımın soundtrack’i dediğin bir albüm var mı? Massive Attack var. 100th Window. Bu albüm çok uzun zamandır hala sıkılmadan dinlediğim tek albüm. Lost Highway(kayıt otoban) soundtrack’i bir sürü şey yaşadığım bir albüm mesela. Peki Lost Highway hakkında ne düşünüyorsun? Bomba! Taptığım bir film. Bu arada çok enteresan bir şey öğrendim. Benim imaj olarak beğendiğim, seçtiğim bütün isimler tek bir adamın kontrolü altındaymış. Görsel olarak, imaj olarak kararı hep o adam veriyormuş. Meğer ben o adamı seviyormuşum. Ben de şimdi menagement olarak başka şeyler tasarlamaya çalışıyorum. Türkiye’de hiç satmayacağına garanti verilecek işler yapmak istiyorum. Yaptığım şeyi yaşamak istiyorum. Şu anda bile agresif bulunuyorum mesela. Albümüm çok yumuşak. Mesela o ‘yarası saklı’ konserde dehşet sert, böğürülen bir şarkı oluyor. Onlar daha sahne performansımı görmeden albümüme ve klibime sert diyorlar. Geçen hafta moralim çok bozuldu. Ben kendi yapmak istediklerimi yapmak istiyorum ama insanlar engel olmak istiyorlar. Yine kendilerinin istedikleri olsun.sonra eve gittim düşündüm. İkinci klip için toplantı vardı, konuştuk, dedim yapılması gerekenlerin hiçbirisini yapmayacağım, üzgünüm. Amaç doğur satmaksa, ben iyi çalışırsam, şirket doğru çalışırsa bu ürün satar. Biz onlara gitmeyeceğiz onlar bize gelecekler. Benim böyle hırslarım var. adamın götünü yalayacağıma o benimkini yalayacak. İnatçıyım, kindarım, pisim, Ekşi Sözlük yazarıyım (gülüşmeler) Sıkı bir Marilyn Manson fanı olduğunu biliyorum. Ne ifade ediyor Manson senin için? Rahatlığı ifade ediyor. Çok rahat biri. Zaten ürünün çıkış felsefesi , var olan her şeye karşıt. Sizin bu kadar boyalı adamınız varsa iste biz de boyarız bir adamı. Orada amaç satıp satmaması değildi. İşte benim istediğimde böyle bir şey.. türkiye’deki müzik dinleyicisinin artık her şeyden bıktığını düşünüyorum. Ben ilk albümle bu bıkkınlıkları gideremem belki ama canlı performans anlamında giderebilirim. Sonra bu genişleyebilir. Popüler müzik dinleyen insanları da çalabilirim. Ben koloni falan peşindeyim. Töresel bir durum var(Tam konuşmanın burasında Smashing Pumpkins’ten Bullet with Butterfly Wings çalmaya başlıyor oturduğumuz kafede . Hayko seviniyor). Müzikten başka bir şey benim hayalim. Zor olduğunu biliyorum. Aslında zor ama tadı da burada.
Hayko cepkin
Hayko Cepkin: "10 yıl önce bu müziğin geleceği yok, aç kalacaksın diyen babam şimdi metalcileri sahiplendi. Eurovision'u bizimkiler kazandı diye seviniyor" Hayko Cepkin rock müziğinin yeni gözdesi. Ev yapımı albümü "Sakin Olmam Lazım"ı çıkaralı neredeyse bir yıl olacak. O, bu sürede rock, barok ve elektronik altyapılı müziği ve dillere destan sahne performansı ile hayran kitlesini giderek genişletti. Kral TV Müzik Ödülleri'nden eli boş dönmedi, En İyi Erkek Rock Şarkıcısı ödülünü aldı. Üçüncü klibi "Fırtınam"ı çekti. Şimdilerde ekimde vizyona girecek korku filmi "Araf"ın müziklerini yapıyor. Rock'n Coke Festivali'nde gerçekleştireceği sahne şovunu planlıyor. Cepkin "Siyah saçlarım ve yeni şarkılarım bu festivalde görücüye çıkacak" diyor. Dedeniz akordeoncu, babanız eski davulcu. Hayatınıza müzik onlar sayesinde mi girdi? Rahmetli halam da ut çalardı. Ama ailede kimse bu işi profesyonelce yapmadı. Evimizde tuşlu, büyük bir çalgı vardı: Dedemin akordeonu. Babamın bana hediye ettiği orgla dedemin çaldıklarını taklit etmeye başladım. Derken kilise korosuna girdim. Dokuz yıl koroda şarkı söyledim. Hemen hemen tüm erkek çocuklarına org alınır. Çocukların hevesi geçince de odalarındaki gardıropların üstüne kalkar o orglar. Siz nasıl vazgeçemediniz çalmaktan? Sanırım ufak yaşta beste yapmanın tadına vardım. Bir şeyler yaratmış olmak mutluluk verdi ve devamı geldi. Sonraları profesyonelleşmek gerektiğine karar verdim. Eğitimden nefret ederim ama müziğin eğitiminin alınması gerektiğine inanıyorum. "Ben sinirli adamım, dövmecilik yapamadım" Yine de okuduğunuz Mimar Sinan Konservatuvarı Opera Şan Bölümü'ne iki yıl devam edebilmişsiniz. Okulu bitirmek zordu. Bitirsem de bazı kurumların kadro sınavları altı yılda bir açılıyor. O zaman da iki kişiyi falan ancak alıyorlar. Koroya girsem üç kuruş paraya lo, looo diye bağıracaktım. Geçimimi sağlamak için evde öğrencilere piyano ve şan dersleri vermeye başlayacaktım. Böyle bir hayat istemiyordum. Bu yüzden okuldan ayrıldım. Timur Selçuk'un Çağdaş Müzik Merkezi'ne girdim. Bitince Akademi İstanbul'da bir yıl piyano eğitimi aldım. Bu dönemde barlarda DJ'lik yapıyordum. Bir de dövme ustası Ruhsel'in yanında çalışıyordum. Çalışıyordum derken... Siz de dövme yapıyor muydunuz? Yok yapamadım. Sinirli adamım ben. Usta makineyi bir kere verdi, baktı sinirden ellerim, kollarım titriyor. "Bırak makineyi, sen sterilizasyona devam et" dedi. Ruhsel'in yanında küçük çekirge olarak dört-beş yıl kaldım. Dövmelerim de onun eseri. Sahnede klavye çalmaya ne zaman başladınız? 1997'de Öztürk'le Alt Kemancı'da. Ardından Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Koray Candemir, Demir Demirkan'nın klavyecisi oldum. Remiksler ve albüm düzenlemeleri geldi sonra. Albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Vallahi baktım yaş kemale eriyor. Demir'e, Aylin'e, Koray'a çalarken grupta en genç hep bendim. Ama aynı işe devam edersem yeni çıkan rock gruplarının içinde eski kaşar olacaktım. "Hayatımı sürdürmek için daha ne kadar klavye çalabilirim ki?" diyerek evde yaptığım kaydı EMI firmasına getirdim. "Bunlar demo. Sizden kayıt imkanı istiyorum" dedim. Ancak "Bu hali güzel" dediler ve hemen bastılar albümü. "Stüdyoya girseydim daha iyi bir albüm olurdu" gibi bir pişmanlığınız var mı?Ben değil de şirket çok pişman oldu. Şarkıların konser versiyonunu gördükten sonra "Keşke böyle bir kayıt yapsaydık" dediler. "Sakin Olmam Lazım"ı evde kaydettiğim için komşular rahatsız olmasın diye adam gibi söyleyemedim, bağıramadım, çağıramadım. İstediğim gitarlar, vokaller yok. İkinci albüm bunları ekleyince tam istediğim gibi olacak. "Ortaya karışık bir şeyler" Yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz? İçinde barok müziği de rock da var. Ortaya karışık bir şeyler yaptım. Klasik müzik eğitimim nedeniyle altyapı barok. Rock'çı kültürden geliyor olmamdan kelli üzerine rock eklendi. Elektronik var çünkü klavye çalıyorum. Türkiye ve Ermenistan'ın halk türküleri sayesinde albümde ağıt da var. Şarkılarımın içinde black metal kalıpları bile bulunuyor. Aileniz okulu bırakmanızdan ve barlarda çalmanızdan pek hoşnut değilmiş. Albüm çıkarmanızı nasıl karşıladılar? Hoşlarına gitti mi? Babam 10 yıl önce bu müziğin geleceği yok, aç kalacaksın diye söylenirken şimdi metalcileri, rock'çıları sahiplendi. "Eurovision'u bizimkiler kazandı" diyor. 10 yıl sonra bile olsa "Baba bak gördün mü? İstediğim gibi bir albüm yaptım ve tuttu" diyebilmek güzel. Babam geçenlerde konserime geldi şöyle dedi: "Oğlum çok güzel böğürüyorsun." Yeni albümünüz ne zaman çıkıyor? Şarkılar hazır. Kasımda çıkacak. Bu defa enstrümanlarla adam gibi kaydedilecek. Şirketim "Aman kendi başına bir şey yapma, bu sefer stüdyoyu ayarlıyoruz" diyor zaten. Ama yüzde 70'i yine evde hazırlanacak. "Hatunlara şarkı yaptığımda ortaya berbat şeyler çıktı" Konserinize gidenler sahnede "süper" olduğunuzdan bahsediyor. Orada kendinizi nasıl hissediyorsunuz da bu kadar havaya giriyorsunuz? Savaştaymışım gibi hissediyorum. Tüm hırsım sahnede ortaya çıkıyor. "Sakin Olmam Lazım" ilk çıktığında parçalarımı aşk şarkıları sandılar. Oysa hiçbiri değildi. Pek çok kimse onların aşk şarkısı olmadığını ancak konserlerimde anladı. Hayatımda bir kez bile bir kadına şarkı yapmadım. Birine çok tutulmadınız diye mi aşk şarkısı çıkmadı sizden? Yok, ondan değil. Hatun üzerinden yola çıkıp şarkı yapmaya çalıştığım zaman ortaya berbat şeyler çıktı. İlk bestelerim genelde böyleydi. Kötü ve samimiyetsiz. Sonra baktım ki aslında sorun bende. Kendime söylemem gerekenleri şarkı yaptım. "Saçlarım siyah olacak" Cepkin "Yeni albümün konsepti korku üzerine. Saçlarımı da konsepte uygun olarak siyaha dönüştüreceğim. Ve uzatacağım" diyor.
Hayko
Müziğe bulaştığın, ilk bulaştığın zamanlardan şu ana kadar ki hikayen nedir? Hikayem aslında tamamen babamın bana aldığı orgla başlıyor. Bir çocuk için güzeldi, büyük bir orgdu. Ama dedem evde akordeon çalardı., akordeonistti. Tuşlu çalgıya yakındın o yüzden. Dedemin o zamana kadar çaldığı her şeyi kulaktan dolma orga çalmaya başladım. Sonra aile bi şekilde bizi eğitimine yolladı. Sonra orta bir de okul korosu kuruldu ama o bildiğimiz saçma sapan kul korolarından değildi. Kiliseye dahil ettiler. O kilise korosu zamanla büyüdü bu bildiğimiz, dört sesli, batı müziği seslendiren bir koro haline geldi. Aynı zamanda AKM’de konserler vermeye başladık. Bu dokuz sene sürdü. Süreç içinde ben bu işin eğitimini alma arzusundaydım. Kilise korosunu çok seviyordum. Açıkcası ben şu duyguyla gittim; ben çocukken de kiliseyi sevmezdim, hoca ısrar etti, sonra beş dakika gideriz sonra ben ‘ ya kusura bakma hoca ya gelemeyeceğim’ falan deyip kaçacaktım. Ama müziği sevdim. Orayı bırakma sebepleri de bu çünkü ben inançsız olarak gidiyordum oraya. Sadece müziğe inanan biri olarak. Ve bu oradaki belli kültüre sahip insanlara yeterli gelmiyordu. Şeklimizde bozulmaya, kiliseye uygun olmamaya başlayınca ben de bıraktım. Daha gençtim, kaprislerim vardı, melankoliktim, egolarım vardı, Ekşi Sözlük yazarıydım(gülüşmeler) Ama eğitimini alayım dedim çünkü bir sürü insanın yan yana gelip dört sesi birleştirip şahane bir ses çıkartması kadar güzel bir şey yok gibi geliyordu. Mimar Sinan’a gittim, iki sene orada takıldım. Tabi orada da aynı hikayeler var. klişeleşmiş hocalar, kalıplar, şeklinin onlara çok uygun olmaması. Ama tabi yine de her zaman kumaş pantolon giyen, kösele ayakkabılı, gömlek giyen, saçlarını her zaman inek yalamış gibi geriye tarayan biriydim. Ama dövmelerim vardı onları ne yapayım, hamur yapıştıracak değildim üstüne. Sonra altı sene boyunca okuyup ne yapacağımı düşündüm ve bıraktım. Sonra Timur Selçuk’un öğrencisi oldum. Adamı hiç sevmezdim, ama tanışınca taptım. Mükemmel biriymiş. Tanıdığım en sağlam müzik bilgisine sahip adamlardan biri. Odan çok şey öğrendim. Armoni, solfej adına, şan adına. O da iki sene devam etti, korosuna dahildim, konserler verdik. Sonra bitti o , kendimi boşlukta hissettim. Elimde meslek yok. Yaptığım tek şey müzik. Ama eğitim yok. Eğitimi sevmiyorum bu arada ama müziğin eğitimini seviyorum. Yani bir şeyi seviyorsan onun disiplinini almak istersin. Akademi İstanbul’a gittim dedim ki okula girmek istiyorum. Bana dediler ki sınavlarımız bitti, bir aydır okul açık. Fark etmez dedim, sınavlara girmek istiyorum. Sonra müdüre çıkıp anlattım. Sonra bana açıktan sınav yaptılar bütün hocalar. Hepsinden geçtim sınavların. Sonraları ailemle tartışıp ayrı eve taşındım. Maddi sorunlar çıktı tabi. Moğollar ile turnelere gitmeye başladım teknisyenleri olarak. Çok şey öğrendim, açıkçası işin hamallığından geçiyor. Sonra bazı sebeplerden dolayı ailemin evine döndüm. Müziğe devam edip odama kapandım. Oda fonksiyonu da ondan sonra başlıyor zaten. Moğollar döneminde Öztürk ile tanıştım. İşte remiksler yapmaya başladım yavaş yavaş, Aylin Aslım’a remisk yaptım dört tane. Aylin tanışmak istedi sonra, tanıştık. Sonra sen sahnede çalabiliyo musun, dedi bana, hiç unutmam o lafı. Bilmem çalarım herhalde dedim. Öyle numaraları severim, provada sakin çaldım ama konserde koyarım ben bu alete, diye çalınca (gülüşmeler) sen hep çalsana durumu oldu. Tamam dedim ben de , çalabiliyor muşum. Sonra düzenlemeler yapmaya başladım. Alet edevat oldu, artık odam kayıt yapılabilir ve aynı zamanda yatılabilir(gülüşmeler) bir yer olmaya başladı. ve sonra albüm süreci oluştu. Yaptığım şarkılar dinlenilebilir bir hal aldı. Ve yaşımın da ilerlediğini fark ettim ve o ana kadar ben yol almadım insanların yol almasına yardımcı oldum. Albümde Türk yerel ezgilerine rastlıyoruz. Bu kendiliğinden mi gelişti yoksa kafanda böyle bir konsept mi vardı? Hayır, yoktu! Ben ağıt kültürünü seviyorum. Çocukluğum hep öyle geçti, rock müzikle bile sonra tanıştım. Metallica’nın Nothing Else Matters’ını dahi bilmeyen biriydim. Benim eniştelerim vardı. Aile toplantılarında gazel omurlardı. Büyük masada kimse konuşmazdı. Çaldığım ensturmanla da ilgili. Mesela gitarı çok seviyorum, gitarist olsaydım çok daha başka bi müziğim olurdu. Daha sert olabilirdi. Ama klavye çalıyorum. Daha elektronikti. Rock topluluklarında çalınca, gitaristin yaptıklarını ben klavyede yapmayı öğrendim. Aslında ben vokal yapmayı hiç düşünmedim şarkılarıma. Zamanla şarkılarıma konuşmaya başladım. Ve baktım şarkılar bir şeyler anlatmaya başladı. tabi önceden çok geri zekalı sözler yazıyordum. Klasik müzik eğitimin ve eğilimin var. rock müziğini de geç keşfetmişsin, yine de kendini sözlerle ifade etmeyi seçtin. Sözler kendiliğinden geldi. Bir anda oldu. Benim ilk yaptığım besteler ağıt kültürlü besteler oldu. Üstüne batı vokali bir şey yaptığımda, kendimi dinlerken beğenmiyordum. Benim müziğimi Norveç müziği olarak tanımlayanlar var mesela. Alt yapılara bakıldığında, bir müzisyen benim müziğimi çıkartmakta zorlanabilir. Garip akorlar var. Vokal için ‘Düşsel Vokal’ diyorlar … Yok öyle bir şey (gülüşmeler) .. biz çok güldük ona. Basın bültenleri komiktir. Şarkı sözlerinde Türk Halk Edebiyatı’ndan izler var sanki .. Hayır öyle bir şey yok. Benim kitap kültürüm sıfır zaten. Hayatın boyunca toplum denilen kurumla ilişkilerin nasıl oldu? Sanırım pek iyi olmadı. Benim etrafımda hep müzisyen çevresi oldu. Benim toplumum oydu. Arkadaş çevrem çok kalabalıktır. Bir sürü yerde bir sürü insan tanırım. Ama tanıdığım insanlar toplumdaki insanlar değil. Kendimize ait bir koloni etrafında dolaştığımız için aslında toplumda değiliz. Beyoğlu’na girdiğim zaman da mesela o topluma ait saymıyorum kendimi çünkü. Mesela ben kendime çok normalmişim gibi geliyor. Ama bana şey garip gelir mesela, hiç bu taraklarda bezi olmayan insanlarla göz göze geldiğinde, onlar her şeye eleştirel bakabiliyorlar. İşte aslında bahsettiğimiz toplum onlar. O zaman bir şaşkınlık oluyor, ya nasıl algılayamazsın durumu oluyor da sonradan diyorsun ki, ya adam o değil. Adam bizim çevremizden değil. O, standartları yaşayan bir herif. Bu yüzden çatışıyorsun onunla. Ama aram iyiymiş gibi geliyor. Ben onları görmemeyi öğrendim. Yoklarmış gibi bakıyorum. Ütopyaların var mıydı? Sanatın dünyayı değiştirebileceğine inanıyor musun? İnanıyordum. Ama şu an inanmıyorum. Çünkü bence televizyon devresi o duyguyu bitirdi. Hani bu Live 8 falan hepsi yalan. Yapılan hiçbir şeyin doğruluğuna inanmıyorum. Neden inanmıyorum, mesela, deprem sonrası sırf haber olsun diye, sokakta insanlar kaldı. İnsanlar evsiz diyip onlarla röportaj yapma kültürü sanırım onları bizim kafamızda; orada ‘öyle’ insanlar ‘öyle’ yaşıyorlar durumuna soktu. Artık o duygu ne zaman açığa çıkıyor, bizim başımıza geldiği zaman. Mesela Live 8’de o açıdan baktığın zaman o milyonların buluşması sadece müzikal bir buluşma. Belki konser verenler o duyguyu vermek için oradaydılar ama seyircinin o ruhu aldığına inanmıyorum. Bir şeyleri yaparken değiştirebileceğime inanarak yapıyorum ama değişeceğine inanmıyorum. Dünyanın müzikal tarihi içinde en çok hangi dönemde yaşamak isterdin? Glam zamanını yaşamak isterdim. Saçları kabartıp çıkıp şov yapmak isterdim. Sex, drugs & rock’N’roll … İşin seks kısmında olur muydum bilmiyorum. Ç ok ünlüsün alkol alıyorsun, otelin koridorunda sızıyor olmak koymayacak sana. Kimse de karışmayacak. Güzel olurdu. Hayatımın soundtrack’i dediğin bir albüm var mı? Massive Attack var. 100th Window. Bu albüm çok uzun zamandır hala sıkılmadan dinlediğim tek albüm. Lost Highway(kayıt otoban) soundtrack’i bir sürü şey yaşadığım bir albüm mesela. Peki Lost Highway hakkında ne düşünüyorsun? Bomba! Taptığım bir film. Bu arada çok enteresan bir şey öğrendim. Benim imaj olarak beğendiğim, seçtiğim bütün isimler tek bir adamın kontrolü altındaymış. Görsel olarak, imaj olarak kararı hep o adam veriyormuş. Meğer ben o adamı seviyormuşum. Ben de şimdi menagement olarak başka şeyler tasarlamaya çalışıyorum. Türkiye’de hiç satmayacağına garanti verilecek işler yapmak istiyorum. Yaptığım şeyi yaşamak istiyorum. Şu anda bile agresif bulunuyorum mesela. Albümüm çok yumuşak. Mesela o ‘yarası saklı’ konserde dehşet sert, böğürülen bir şarkı oluyor. Onlar daha sahne performansımı görmeden albümüme ve klibime sert diyorlar. Geçen hafta moralim çok bozuldu. Ben kendi yapmak istediklerimi yapmak istiyorum ama insanlar engel olmak istiyorlar. Yine kendilerinin istedikleri olsun.sonra eve gittim düşündüm. İkinci klip için toplantı vardı, konuştuk, dedim yapılması gerekenlerin hiçbirisini yapmayacağım, üzgünüm. Amaç doğur satmaksa, ben iyi çalışırsam, şirket doğru çalışırsa bu ürün satar. Biz onlara gitmeyeceğiz onlar bize gelecekler. Benim böyle hırslarım var. adamın götünü yalayacağıma o benimkini yalayacak. İnatçıyım, kindarım, pisim, Ekşi Sözlük yazarıyım (gülüşmeler) Sıkı bir Marilyn Manson fanı olduğunu biliyorum. Ne ifade ediyor Manson senin için? Rahatlığı ifade ediyor. Çok rahat biri. Zaten ürünün çıkış felsefesi , var olan her şeye karşıt. Sizin bu kadar boyalı adamınız varsa iste biz de boyarız bir adamı. Orada amaç satıp satmaması değildi. İşte benim istediğimde böyle bir şey.. türkiye’deki müzik dinleyicisinin artık her şeyden bıktığını düşünüyorum. Ben ilk albümle bu bıkkınlıkları gideremem belki ama canlı performans anlamında giderebilirim. Sonra bu genişleyebilir. Popüler müzik dinleyen insanları da çalabilirim. Ben koloni falan peşindeyim. Töresel bir durum var(Tam konuşmanın burasında Smashing Pumpkins’ten Bullet with Butterfly Wings çalmaya başlıyor oturduğumuz kafede . Hayko seviniyor). Müzikten başka bir şey benim hayalim. Zor olduğunu biliyorum. Aslında zor ama tadı da burada.
Converse Tarihi
1917 : Dünyanın ilk basketbol kesi Converse All Star doğuyor.Bu ayakkabı basketbol oyununa ses getirdi. 1923 : Chuck Taylor converse keslerin basketbol performans ayakkabısı olarak geliştirilmesini sağlayan bir basketbol oyuncusu,elçisidir.Chuck Taylor sayesinde converse canvas ayakkabı bir basketbol idloü haline gelir.Bunun üzerine converse Chuck Taylor'un imzasını Converse yuvalak logoya ekleyerek onu onurlandırır. 1923 : Converse ayakkabıları tüm oyuncuları Afrikan-Amerikan (zenci) oyunculardan oluşan ilk takım olan "New York Renaissance" basketbol takımını giydirmeye başlar.Takım yapılan atışlardan 2588 basket ve 539 kayıp ile bir rekor kırarak tüm zamanların en başarılı takımlarından biri olmuş ve Converse'in başarısına yeni biri eklenmiştir. 1935 : Dünyanın en ünlü badminton şampiyonu Jack Purcell converse için yepyeni ve dayanıklı bir kort ayakkabısı dizayn etmiştir.Belirgin özelliği gülücük şeklindeki burnu ile Converse Jackl Purcell kortlarda ve Hollywood'da kısa zamanda vazgeçilmez olmuş. 1939 : İlk kolejlerarası basketbol turnuvası. Yapılan bu turnuva ile NCAA gelenği başladı.Turnuvada her iki takım oyuncuları da Converse giyer.Oregon Deaks'ın ilk NNCA şampiyonluğu ile Converse bir kez daha tarihe geçti. 1942 : O zamana kadar bir spor markası olan Converse bir değişiklik yaparak Amerikan ordusunu desteklemek amacıyla askeriye için A6 uçuş botlarını yapmaya başladı.Savaş döneminde tüm Amerikan hava birlikleri Converse bot giydi. 1957 : 7 yaşındayken annesini bir çift Chuck Taylor almaya ikna eden Julius Erving,ilk Chuck Taylor ayakkabısını $3,95 alır.Dr.J. diye tanınan ve giydiği Converse'ler ile günümüz modern basketbolunda etkileyen yeni bir oyun sistemi geliştiren oyuncu basketbol tarihini yeniden yazmıştır. 1962 : 100 sayı rekoru. Chuck Taylor All Star giyen biri NBA'de bir oyunda en çok sayı atma rekorunu kırdı.Bu rekor hala kırılamamıştır. 1966 : Converse All Starın Oxford diye anılan bileksiz modelini üretti.Çok kısa süre içinde bu ayakkabılar profesyonel oyuncuların seçimi olmaya başladı.Ardından bu yeni model rahatına düşkün insanların hayat tarzını yansıtan bir ayakkabı olarak batıdan doğuya doğru halk arasında yayıldı.Ardından takımların üniformalarıyla kombin olabilmesi amacıyla 7 yeni renkte Chuck Taylor üretildi. 1974 : Converse basketbol için "One Star" isimli kısa kesimli performans ayakkabısını sahneye çıkardı.Sonradan bu model alternatif görünüşü ile sörfçüler ve kaykaycılar tarafından da kullanılmaya başlandı. 1976 : Julius Erving ,Converse'in Proleather modeline damgasını koyarak bu modeli onaylamıştır. 1986 : Converse "Kendi silahını sen seç!" reklam kampanyası ile kısa süre içinde Converse Weapon Basketball performans modelinin satışı yükselir. 1996 : 1970'den beri ilk kez 1996'da Chuck Taylor All Star yuvarlak logo deri basketbol performasn ayakkabısında kullanılmaya başlandı.Orjinal All Star'dan esinlenerek geliştirilen bu deri modelin satışları kısa sürede 1.000.000 çifti aştı. 2002 : Converse yeni jenerasyon basketbol efsaneleri ile anlaşarak 2002'de 750milyon satışa ulaşan bir marka oldu. 2003 : 83 yaşındaki basketbol efsanesi John Isaacs'ın işbirliğiyle Converse eski performans ayakkabılarını yeniden dizayn ederek Re-Issue kategorisini oluşturdu. Gelecekte Converse performasn ayakkabısı Converse Icon'u üretirken geçmişten gelen tecrübesini ve bilgi mirasını kullandı.Atletik performansın daha iyi olması için bütünleşmiş bu sistem ile ayağın altını çevresini yanları içine alan 3 elementin kombinasyonu Converse Icon'u eşsiz yapar..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)